Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MERAK DUYGUSU ÖĞRENME İSTEĞİ DOĞURUR!

Merak etmek öğrenme isteği duymanıza neden olur. Öğrenme isteği ise düşünme ve araştırma gereksinimi doğurur. Düşünmeye ve araştırmaya başladığınız zaman, bilincinizi ve yeteneklerinizi (yaratıcılık özelliklerinizi) kullanmaya başlarsınız. Bir şeyi merak etmek o konuda bilgi edinmek (o konuyu öğrenmek) için çaba göstermenize neden olur. İçinizde oluşan merak duygusu (enerjisi) o konuda bilgi edinebilmek için zihninizi düşünmeye zorlar. Düşünce gücünü kullanmaya başladığınız andan itibaren, merakınız tatmin edilene (merak duygusu bitene) kadar geçen süre boyunca, o konudaki öğrenme (soru sorma, araştırma ve bilgi toplama) süreci devam eder. “Merak (ÖĞRENME İSTEĞİ) ve düşünme (HAYAL) bittiği an, yaşam son bulur.” * Meraklı olduğunda, yapacak bir sürü ilginç şey bulursun. (Walt Disney) * Beden er geç bıkkınlık verir insana, düşünceden başka hiçbir şey güzel ve ilginç kalmaz. Çünkü düşüncedir gerçek yaşam; filozoflar yüz mucize görürler bir günde, bilgisizler ve düşünce...

ÖNCELİK SIRASI NASIL BELİRLENİR ve NEYE YARAR?

İLK ÖNCELİĞİ MUTLAKA KENDİMİZE VERMEMİZ GEREKİYOR! Çünkü, ancak "kendi sağlığımız (beynimiz ve vücudumuz) taş gibi sağlam ise, eğitim, bilgi, deneyim ve maddi gücümüz yeterli ise" yakınlarımıza, arkadaşlarımıza ve ülkemizin güzel insanlarına her türlü destek ve yardımı sağlayabiliriz. Önceki yazımda, yapacağınız önemli işleri unutmamak için "yazma alışkınlığı edinmeniz" gerekiyor demiştim.   Ama “yaşam kalitenizi geliştirmek” için sadece yazmak yeterli değildir! Yazma veya not alma alışkanlığı edindikten sonra, yazdığınız konuların kendinizin, yakınlarınızın, arkadaşlarınızın ve/veya ülkemizin güzel insanlarının “yaşamına sağlayabileceği faydalar neler olabilir” ve “bu konuların ETKİNLİK DERECESİ (ölçüsü veya ağırlığı) nedir” diye düşünerek karar vermeniz gerekiyor. Not aldığımız konuların hangisini, hangi sıraya göre gerçekleştirirsek daha etkili ve faydalı sonuçlar elde etmiş oluruz? Bu soruya yanıt ararken karşımıza iki durum çıkıyor. (A) ÖNCELİK SIRASI...

YAZMA ALIŞKANLIĞI NASIL EDİNİLİR ve NEYE YARAR?

Hz. Muhammed "Bilim bir avdır, yazı avın ayaklarını bağlar, avı kaçırmamak için bilimi yazı ile belirtin" demiş. Siz de avladığınız bilgiyi elinizden kaçırmamak (uygulamaya dönüştürebilmek) için, o an, henüz unutmadan bir kenara not etmelisiniz. Resimde "Hz. Muhammed1935 yılında ABD anayasa mahkemesi tarafından dünyanın en büyük adalet sağlaycısı olarak onurlandırılmıştır" yazıyor. Hz. Muhammed’in BİLİM ve BİLGİ ile ilgili diğer sözlerini okumak için bağlantıyı tıklayınız... http://obg-necdetkaynak.blogspot.com/2013/07/bilim-ve-bilgi-ile-ilgili-hz-muhammedin.html Bir defa yazmak defalarca okumaktan daha iyidir!  Herhangi bir konuyu bir defa yazdığınız zaman, beyniniz yazdıklarınızı on defa okumuş kadar (KALICI şekilde) hafızasına kayıt eder. Ayrıca yazdığınız şeyleri beyniniz çağrışım yaparak hemen hatırlatır size. Örneğin, ben diğer gruplarda paylaşılan bir resmi veya sözü gördüğüm an, çoğu zaman benim zihnimde bir şimşek çakıyor sanki! O an, daha önce yazdı...

BİLGELİĞE AÇILAN KAPI KENDİNİ TANIMAKTIR!

A- SİZ KENDİNİZİ NE KADAR TANIYORSUNUZ? Bir insan her şeyden, herkesten önce kendini bilmeli, kendini tanımalı. Sorulması gereken en önemli soru bu aslında. Siz kendinizi ne kadar tanıyorsunuz? Bir an olsun oturup düşündünüz mü ben bu hayattan ne istiyorum diye? Bir an olsun o ne yapmış, bu ne giymiş, bende öyle olmak istiyorum demek yerine, ben nasıl biriyim acaba diye kendi içinize döndünüz mü? İnsanlar hep birbirine benzemeye çalışırken siz kendiniz olmayı denediniz mi hiç? Farklı olmaktan korkmuyorsanız denemişsinizdir. Ama toplumda farklı olanlar her zaman dışlandığı için ve yanlış kabul edildiği için insanlar farklı olmak yerine hep aynı olmayı farkında olmadan seçiyorlar. Ama farklı olanlara da imrenmekten kendilerini alamıyorlar. Mesela mavi saç modası nasıl başladı dersiniz? Bir kişi farklı olmayı seçti. Kendi olmayı ve kendi zevkine göre saçını boyamayı seçti. Diğer herkeste onun gibi olmayı istedi. Aslında farklı olmaktan korktuğunuz için kendiniz olamazken aynı ...

OKUMA ALIŞKANLIĞI NASIL EDİNEBİLİR ve NEYE YARAR?

Otobüs beklerken bile, boş zamanlarını kitap okuyarak geçirebiliyor bazı insanlar! Kolombiya'da otobüs durakları kütüphane şekline dönüştürülmüş. Ben bu fotoğrafı ve aşağıdaki yazıyı 15 Mart 2013 tarihinde paylaştıktan sonra, Giresun’da da böyle duraklar yapılmıştı. Hepimizin okumak için mutlaka boş zamanı vardır!  Yaşam kalitemizi geliştirebilecek projeler üretebilmek için ve bunun gibi kendi yaşamımız ve çocuklarımızın geleceği açısından çok önemli ve gerekli olan yayınları okumak için mutlaka zaman ayırmalıyız! Bir yayını sadece zaman geçirmek için okumak yeterli değildir!  Okuduğumuz konuya odaklanarak içerdiği bilgileri (bize vermek istediği yararlı mesajları) anlamamız gerekiyor.  Bunun için size bir önerim var: Örneğin, bir roman okurken veya bir tiyatro eseri veya sinema filmi seyrederken, o eserin içinde kendinize en uygun karakteri bularak kendinizi onun yerine koyun!  Romanı veya tiyatroyu veya filmi sanki kendiniz o rolde oynuyor gibi okuyun veya...

YAZARLIK ŞARAP GİBİDİR YAZDIKÇA OLGUNLAŞIRSINIZ!

"En büyük olgunluklar en büyük zorlukları aşarken gelir." Doya Doya Yaşamak ilk yazdığım kitap olduğu için ve hastalığı bir an önce atlatmak amacıyla 40 gün gibi çok kısa bir sürede içinde yazdığım için, çok acemice yazılmış bir kitap oldu. Şimdi sahip olduğum yazma deneyimi ile aynı kitabı tekrar yazmış olsaydım, kesin olarak çok daha güzel bir kitap olurdu. İNSAN HİÇ BİLMEDİĞİ BİR KONUDA YAZABİLİR Mİ? Evet insan hiç bilmediği bir konuda kitap yazabilir. Ben Doya Doya Yaşamak (DDY) kitabını, “bu kitabın içerdiği hiç bir konuda hiç bir bilgim ve deneyimim olmadan” yazdım, hem de 40 gün gibi kısa bir süre içinde hasta hasta yazdım. Bu kitabı yayın evine bastırtmak için ise tam  3 ay uğraştım! DDY kitabını NEDEN ve NASIL yazdığımı kitaptan alıntılar vererek bu yayının sonunda verdim, bakınız (*) . Grup arkadaşımız İbrahim Karakoç bey , bir paylaşım için şöyle bir yorum yapmış. "Soluksuz tekrar okudum, bir elektronik mühendisi insani davraniş bilim dallarinda bu kadar de...

KENDİMİZE GERÇEKÇİ OLURSAK BAŞKALARINA SAHTE OLAMAYIZ!

“Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün!”   Mevlana Kişilik Maskesi (Persona): Antik Roma tiyatrosunda, oyuncular persona denilen maskeler takıyorlardı. İngilizce’deki person (kişi, kişilik, karakter) kelimesi o çağlardan geliyor. Taktığı maske oyuncunun tiyatrodaki kişiliğidir, ama asıl kişiliği (öz benliği) değildir! . Her türlü kişilik sahtedir! İyi maske taksan da kötü maske taksan da maskenin arkasına gizlenmiş olan kişilik sahtedir. Esas olan ve gerçek olan sadece senin öz benliğindir (üç yaşına kadar olan halindir), sonradan edinilen iyi veya kötü her türlü kişilik sahtedir. . Bilinç ve kişilik (yani öz bilinç ve öz kişilik) gelişiminin önünde bize giydirilen (öğretilen) diğer kişilikler engeldir. Yalnızca size giydirilen kişiliğe tutunup kalırsanız ne bilincinizi ne de kişiliğinizi geliştirebilirsiniz! . Bu nedenle, çocuklarınızın çevreden görerek giydiği veya sizin giydirdiğiniz kişilik elbisesinin (maskesinin) sahte olduğunu ve elbiseyi üzerinden nasıl...