Otobüs beklerken bile, boş zamanlarını kitap okuyarak geçirebiliyor bazı insanlar!
Kolombiya'da
otobüs durakları kütüphane şekline dönüştürülmüş. Ben bu fotoğrafı ve aşağıdaki
yazıyı 15 Mart 2013 tarihinde paylaştıktan sonra, Giresun’da da böyle duraklar
yapılmıştı.
Hepimizin okumak için mutlaka boş zamanı vardır! Yaşam kalitemizi geliştirebilecek projeler üretebilmek için ve bunun gibi kendi yaşamımız ve çocuklarımızın geleceği açısından çok önemli ve gerekli olan yayınları okumak için mutlaka zaman ayırmalıyız!
Bir yayını sadece zaman geçirmek için okumak yeterli değildir! Okuduğumuz konuya odaklanarak içerdiği bilgileri (bize vermek istediği yararlı mesajları) anlamamız gerekiyor. Bunun için size bir önerim var:
Örneğin, bir roman okurken veya bir tiyatro eseri veya sinema filmi seyrederken, o eserin içinde kendinize en uygun karakteri bularak kendinizi onun yerine koyun! Romanı veya tiyatroyu veya filmi sanki kendiniz o rolde oynuyor gibi okuyun veya seyredin. Böylece o konu ile bütünleşerek, hem anı yaşamış (mutlu) olursunuz, hem de konuya odaklanarak tam anlamış olursunuz!
Faydalı
diğer alışkanlıklar gibi, sürekli okuyarak okuma alışkanlığınızı
geliştirebilirsiniz ve önceleri size ilginç gelmeyen (zevk vermeyen)
konulardaki yayınlardan da zevk almaya başlarsınız. Zaman içinde zevklerinizin
değiştiğini ve geliştiğini göreceksiniz.
Ayrıca
farklı görüş açısı edinebilmek ve olaylara daha geniş açılardan bakmayı
öğrenebilmeniz için, farklı yayınlar okumak durumundasınız.
Mutlu
olmak için sadece kendi istediğiniz (size zevk veren) konuları, yaşam
kalitenizi geliştirmek istiyorsanız, o konuda gerekli olan (örneğin ÖZGÜR
PLATFORMDA sizlerle paylaşmakta olduğum YAŞAM MÜHENDİSLİĞİ) yayınları okumanız
gereklidir.
Necdet'in Yorumu: İki kitabın üst üste konulması, dalgıç, hava hortumu, kitap ayıracı ve ayıraç ipinin ucunda bağlı olan dalgıç kıyafeti bize neleri ifade ediyor olabilir!
(1)
Okuduğumuz kitapları üstün körü okumamalıyız! Okuduklarımızı anlamak için, bir
dalgıcın denize daldığı gibi, zihnimizi sadece okuduğumuz konunun ayrıntılarına
(derinliklerine) yoğunlaştırmalıyız. Dalgıcın arada bir nefes almak için deniz
yüzeyi üzerinden kafasını dışarı çıkardığı gibi, biz de "yazarın söylemek
istediklerini daha iyi anlamak için" okumaya ara vererek düşünmeliyiz.
Konuyu tam olarak anlamak ve mantık
süzgecinden geçirebilmek için o konu hakkında mutlaka düşünmemiz gerekir.
Böylece konuyu zihnimiz iyice özümsemiş (bilinç alanına kalıcı olarak kayıt
etmiş) olur, yani o konuyu gerçekten öğrenmiş oluruz ve bir daha unutmayız.
(2)
Resimde iki kitabın bulunması ise şunu açıklıyor olabilir. Aynı konuda farklı
kaynaklardan bilgiler edinmek, "bu bilgileri muhakeme ederek ve birbiri karşılaştırarak en doğrusunu (mantığımıza en uygun olanı)
kolayca belirlememizi sağlar...
(3)
Ama SAZAN BALIĞI GİBİ HER YEME (bilgiye) HEMEN ATLAMAYIN! KENDİNİZİ KIZGIN BİR
TAVA İÇİNDE BULABİLİRSİNİZ!
*
DİKKAT!!! AŞIRI BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR! İnternetteki aşırı bilgi kirliliğini sakın
göz ardı etmeyiniz! Edindiğimiz bilgileri uygulamaya geçmeden önce; bu bilgiler
üzerinde düşünerek kendi mantık süzgecimizden geçirmek zorundayız, bilinçli
olmadığımız konuları ise deneyimli uzmanlara danışmak zorundayız.
Teknik
ve teknik olmayan birçok bilim dalında araştırma ve geliştirme (ar-ge)
çalışmaları sürekli devam etmektedir. Yani eski bildiğimiz şeyler sürekli
değişmekte ve gelişmektedir. Bu nedenle bildiklerimizi biz de sürekli
güncellemeliyiz.
Ayrıca
psikoloji, sosyoloji, felsefe ve hukuk gibi sosyal bilim dallarında iki kere
iki dört etmeyebilir. Bu nedenle bilgi edindiğimiz kaynaklarda aynı konuda
farklı bilgiler bulunabilir ve bu bilgiler bir biri ile örtüşmediği gibi
çelişebilir.
*
DİKKAT!!! Sosyal medyada paylaşılan resimlerin ve fotoğrafların bir çoğu gerçek
değil! Photoshop gibi resim işleyen bilgisayar programları ile gerçek resimler
üzerinde çok çeşitli şekilde değişikler, düzenlemeler ve makyaj (güzelleştirme)
yapılabiliyor veya birden fazla resim bileştirilebiliyor veya montaj
yapılabiliyor. Sakın aldanmayın!
"200 kelime ile konuşan (veya düşünen) birisi, 2000 kelime ile konuşan (veya düşünen) birisini anlayamaz!"
(1)
OKUMAK "KELİME HAZNEMİZİ GELİŞTİRDİĞİ" gibi şu YARARLARI DA SAĞLAR:
•
Okuyan bir beynin algılama ve anlama oranı, hiç kitap okumayan bir insana göre
%60 daha fazladır.
•
Okuyan beyin üreten beyin olup, insanı hantallıktan kurtaran tek ilaçtır.
•
Kitap okuma beyinin iki lobu arasında bağlantıyı kurar ve beyinin gelişimine
yüksek oranda katkı sağlar.
•
Okuyan insanın düşünceleri ve konuşması çok farklı olur ve toplumda kabul
görülür bir kişiliğe sahip olur.
•
Toplumda kabul görülür bir kişiliğe sahip olmayı, "insanlara kendini daha
iyi bir şekilde anlatmak ve kendi düşüncelerini güzel bir ifade şekliyle diğer
insanlara kabul ettirmek olarak" düşünebilirsiniz.
•
Ayrıca kitap okuyan kişinin kendine olan güveni oldukça fazladır.
•
Kitap okuma beyini güçlendirmekle birlikte, anlama ve algılamayı
kuvvetlendirir.
•
Böylece okul ve iş hayatında yüksek oranda başarı sağlanmış olunur.
(2)
OKUMAK ve ÖĞRENMEK ZORUNDAYIZ! Ama;
•
Okuduğumuz ve öğrendiğimiz HİÇ BİR ŞEYE HEMEN İNANMAMALIYIZ!
•
OLUMLU veya OLUMSUZ okuduğumuz her konuda HEMEN YARGIYA VARMAMALIYIZ!
•
Hiç bir konuda HEMEN KARAR VERMEMELİYİZ ve ÖĞRENDİKLERİMİZİ HEMEN
UYGULAMAMALIYIZ!
•
ANCAK "DÜŞÜNEREK, SORARAK, SORGULAYARAK, ARAŞTIRMA YAPARAK, BİLGİ
TOPLAYARAK, TOPLADIĞIMIZ BİLGİLERİ MANTIK SÜZGECİNDEN GEÇİREREK ve ÖN DEĞERLENDİRME
YAPARAK" UYGULAMAYA GEÇEBİLİRİZ.
"OKUYORUM AMA UNUTUYORUM" diyen Kırşehir Lisesi öğrencilerine, Mustafa Sütçü hocamdan bilgece bir ders!
“Kitap
okuyorum ama karakterleri ve içeriği sürekli unutuyorum” diyen kişiler mutlaka
okumalı!
Kırşehir
Lisesinde öğrenci iken Mustafa hocama “bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan
hiçbir şey kalmadı” demiştim.
Hocam
bana bir elma uzattı ve dedi ki: “Bunu ağzında uzun uzun çiğneyerek ye.”
Yedikten
sonra sordu: ”Şimdi sen büyüdün mü?"
"Hayır"
dedim.
Dedi
ki: “Büyümedin, ama elmayı yerken tad aldın ve elma vücuduna dağıldı, et oldu,
kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu…”
Hocamın
sözlerini biraz düşünce, sanki zihnime bir jeton düştü!
Anladım
ki, okuduğum kitap da öyle dağılıyor...
Bir
kısmı kelime dağarcığımı zenginleştiriyor.
Bir
kısmı bilgi ve irfanımı artırıyor.
Bir
kısmı ahlakımı güzelleştiriyor ve insanlığımı geliştiriyor.
Bir
kısmı yazı ve konuşma üslubuma incelik katıyor.
Bir
kısmı hayata farklı ve daha geniş açıdan bakmamı sağlıyor.
Bir
kısmı içimdeki sevgiyi ve merhameti arttırıyor.
Bir
kısmı özgüvenimi arttırıyor, düşünmemi, sorgulamamı tetikliyor ve olaylar
karşısında nasıl davranman gerektiğini öğretiyor.
Hocamla
konuşmadan önce "ben bunların farkında olmasam da, kitap okumak bir şeye
yaramaz" desem de, kitap okumak çok şeye yarar!"
Sevgili
arkadaşlar, o kadar çok şeye yarar ki, bakın "nelere yaradığını"
yukarıda saymakla (yazmakla) bitiremedim.
“İyi
arkadaşlar, iyi kitaplar, bir de vicdan ve huzur: İşte ideal hayat.”
Mustafa
hocamın yukarıda yazdığım anı için bana verdiği yanıt:
"Sonuçta
bugünkü Necdet ortaya çıktı.
O
kitapları okumasan bu yazdıklarını yazabilir miydin Necdet?
O
mahiler ki derya içindedirler deryayı bilmezler...
Okudukların
seni bir derya yapmış ve sen o deryanın farkındasın çünkü balık değilsin.
Sevgiler Necdet...”
YORUMLAR
Necdet Kaynak “Üzülerek söylüyorum, ülkemizde insanların büyük çoğunluğu uzun yazıları okumaz. Kitap hiç okumaz, bunun yerine saçma salak yemek ve yarışma programlarına bakmayı, gerek sanatsal gerek insanlık adına hiç bir değer katmayan vurdulu kırdılı diziler seyretmeyi seçer." EĞER;
TIP
okursan karşına insan DNAsının şempanze ile %98 aynı olduğu çıkar...
BİYOLOJİ
okursan karşına evrim çıkar...
FİZİK
okursan karşına BİG BANG çıkar...
KİMYA
okursan karşına elementlerin kaynaşmasıyla İLK CANLILARIN nasıl oluştuğu
çıkar...
TARİH
okursan karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar...
JEOLOJİ
okursan karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar...
ARKEOLOJİ
okursan karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan SÜMER kültürü
çıkar...
PALEONTOLOJİ
okursan karşına dinozorlar çıkar. Din kitapları yazmaz bunu...
EMBRİYOLOJİ
okursan karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruk çıkar...
Ama hiçbir şey okumazsan sana ne söylenirse ona inanırsın. Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın, başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın, seni herkes kandırır. Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...
Mustafa
Sütçü “Okumanın yararları zaman içinde belli olur, ilaç gibi hemen etkisini
göstermez... Siz yeter ki okuyun, Necdet'in önerilerini de yabana atmayın... İyi
ve çok okumalar...”
Gülsen
Akan “Teşekkür ederim hocam”
Nuri Çetin "Ben 1964 yılında Kırşehir ili o tarihte Çiçekdağı ilçesine bağlı Kelismailuşağı köyünde dünyaya geldim.Her ne kadar İlk ve Ortaokul eğitimim kısmen başarılı olsa da, Lise hayatım oldukça başarısızdı, Devlet memuru olduğum için Liseden sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi ,Açık Öğretim Fakültesi İşletme bölümünü kolay kazansam da Dört yıllık olan bu bölümü, zar zor bir şekilde ancak Önlisans diploması alarak okuldan ayrıldım.Ayrılıldım çünkü memurlukta yükselmek için 2 yıllık önlisans diploması yeterliydi.Ders çalışmayı oldum olası hiç sevmedim.Her ne kadar başarısız bir okul yaşamım olsada,Kitap,Gazete,Dergi okumak benim için olmazsa olmazdı.Tıpkı Yemek yemek,hava almak,su içmek,dinlenmek,uyumak vs.kadar zorunlu bir ihtiyaçtır.Bu güzel alışkanlığı hiç bir zaman bırakmadım ve ölene kadar da bırakmamaya özen göstereceğim.Bu güzel alışkanlığı edinmemde birinci etken 2011 yılında ölen babama aittir.Babam ancak köyde İlkokul 3' e kadar okumuş,oda kitap okumayı çok severdi,kitapları ise Köyümüze yanılmıyorsam 1960' lı yılların sonunda gelip;80'li yılların sonuna kadar uzun süre Köyümüzde Tarım ve Kredi Kooperatifi Müdürü Olarak görev yapan,şuanda hayatta olmayan Ali Akman'dan temin ederdi. Ali Abi Ortaokul mezunu olup;Sol dünya görüşünü benimseyen bir kişiydi.Aksaray'lı olup o yıllarda Aksaray Niğde'ye bağlı bir ilçeydi.Her ne kadar bizim köye geldiğinde iki göz kerpiç evlerde oturmuş olsada, daha sora ki 1970'li yıllarda Tarım ve Kredi Kooperatifi Binası yapılmıştı.Bu binanın içerisinde aynı zamanda büyük bir lojmanı vardı. Ali abi ailesiyle birlikte bu lojmanda ikamet ediyorlardı.Lojmanda büyük bir kütüphanesi vardı. Babam ise beni sık sık Ali ağabeye göderir,Okuduktan sonra tekrar iade etmek üzere kitap aldırdı,Aklımda kaldığı kadarıyla bu kitaplar Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin,Çetin Altan,Vedat Türkali, Fakir Baykurt,Uğur Mumcu,Hasan Kıyafet gibi çok kıymetli yazarların kitaplarıydı.Bununla birlikte köyümüzde Öğretmenlik yapan ve yine şu anda hayatta olmayan, aynı zamanda benimde öğretmenlerin olan çok sevgili ve kıymetli, Kırşehir merkezden MHP/Ülkücü Ali Necmi Toprak ve Kırşehir ili Akpınar İlçesinden SOL/Devrimci Ali Aktaş'dan da kitaplar alır okur ve tekrar iade ederdi.Babam 1963 yılında Maksim Gorki'nin Ana adlı kitabını askerlik sırasında okuduğunu, o kitaptan çok etkilendiğini söylerdi, o kadar çok etkilenmiş olmalı ki; Kitap da adı geçen kişilerle birlikte, olaylarıda tek tek anlatır beraberinde ben Sosyalistim derdi. 1980 yılında ölen dedem CHP li olup; ATATÜRK hayranıydı.kim bilir belki de babam babasınından etkilenmiş olabilirdi.Okuma demişken Turan Dursun,İlhan Arsel, Erdoğan Aydın,Arif Tekin gibi yazarların kitaplarının büyük bir çoğunluğunu,bununla birlikte Kuranı Kerim'i defalarca, Felsefenin Başlangıç İlkeleri,Felsefenin Temel İlkeleri,Doğanın Diyalektiği,Diyalektik ve Tarihsel Materyalizmin Alfabesi,İnsanın Türeyişi, (Türlerin Kökeni ve Seksüel Seçme kısmen), Materyalizm ve Ampiryokritisizm,Ailenin,Özel Mülkiyetin ve Devletin kökeni,İlkel Topluluk, Feodal Toplum, Kapitalist Toplum,Server Tanilli'nin kitapları ilk aklıma gelenler.Okuduğum bu kitaplar,gazeteler,dergiler sayesinde geldiğim son nokta sınıfsız, sömürüsüz eşit bir dünya kurulması hayali olan Sol değerlere inanan, Varlık/Nesne/Madde'nin birincil ,Fikir/Düşünce'nin ikincil yani onun türevi olduğunu kabul eden Materyalist doğa anlayışını benimseyen, tüm dinlerin ve Tanrı inancının insanın tarihsel süreç içerisinde elde etmiş olduğu ve yine tarihsel süreç içerinde zayıflayıp yok olacağına inanan dinsiz ve Tanrıtanımaz bir kişilik!Burada kesinlikle övgü kastım yok, sadece kendimle ilgili durum tesbitinde bulunarak, şuanki durumumun bir neden değil,tüm bunların bir sonucu olduğuna,bu platformun adına uygun bir şekilde kendimi ifade etmeye çalıştığıma inanıyorum.dilerim kimseyi gücendirmedim ve sıkmadım.Herkese saygılar."
Mahmut Eroğlu "Boyle resimleri bizim ulkede bulmak zor olsa gerek Insanlarimiz kolaya kacip kitap gazete okumaz sadece duyduklarina inanarak hareket ederler Ulkemizde dedi kodu bunun icin fazladır"
Aynur Tetik "Ülkem bu halde okuma ve araştırma yerine kulaktan dolma bilgilerle geçiniyor.Biyolji ve fen bilgisi kitaplarında 1976 yıllarında var olan evrim teorisi önce budandı,sonra tamamen kaldırıldı,bugün var mı bilmiyorum ,yer verildiğini düşünmüyorum"
Ahmet Sandalcı "İster bilimsel , ister ilimsel , ister edebi , ister ebedi kitap olsun , önyargılı olmadan , Yazarı ve yazılanları anlayarak , okuduklarınla bütünleşerek , özümseyerek , çözümleyerek Kitap okumak insana değer katar. Bilmediği ufuklara yolculuk yapmasını sağlar. Kendini geliştirip tüm çevresini geliştirmesine yardımcı olur. Her bireyin mutlaka kazanması gereken bir alışkanlık dır. Akıcı ve anlaşılır konuşmayı sağlar , muhakeme yeteneğini arttırır , bilgi , birikim kazanmayı ve bu kazanımları kullanarak iyi bir yaşam sürmeyi temin eder. Ne yazıkki ülkemizde kitap okuma oran oldukça az yada okuyanlar okuduklarını anlamadıkları için yetersiz , bu alışkanlığın en üst seviyede kazandırılması bir devlet için hayat memat meselesi olmasına rağmen son 50-60 yılda ülkemizi yönetenler hiç bir zaman bu yönde bir çalışma yapmamışlardır. Aksine eğitim oranını düşürüp ,araştırıp , sorgulayan , vatandaş yerine itaatkar , yandaş vatandaş politikası güderek , okuma alışkanlığına engel olmaya çalışmıştır. Elbette bu kadar olumlu yönlerinin yanında , olumsuz taraflarıda yok değil okuduğunu yanlış anlamak , her yazılana doğru gözüyle bakmak. Telafisi mümkün olamayan insanı ve vicdani hasarlara sebeb olabiliyor."
Alparslan Çiçek "Cok güzel yorumlar yapmışsınız teşekkürler iyi akşamlar hepinize"
Hasan Ertan "Doğru olanı okuyup öğrenmeden yanlış olanı bulamasın doğruyu bulmak için mutlaka okumak gerekir. Bizler arkadaşlar kadar şanslı çocuklar belki değildik belkide bizler boş verdik.Liseyi bitirdik fakat doğru dürüst ders görmedik. O zamanlar Türkiye’nin ve gençliğin en hızlı dönemleri bunu da okulda okumamıza çok büyük zararları oldu. Şöyle okula tayın olan öğretmen gelmezdi hep dışardan subaylar gelir. Ders verirdi veya o kazanın okumuş öğretmenleri ders verirdi. Filiz hocam bana biraz kitap okuma duygusunu aşıladı. Her zaman okumayı çok seven biri olduğum için elime geçen ve abilerimizden aldığımız kitapları okuduk param olduğu zaman gider kitap alır. Okurdum hiç bir kitapta ayrım yapmadım bulduğum her kitabi okudum. Fakat arkadaşların yorumlarını okudum onlar kadar okuyamadım fakat işe girdikten sonra imkanım daha iyi olduğu için kitap almaya ve okumaya daha çok özen gösterdim. Kitap okumak benim için çok farklı bir duygu. Günde en az iki saat okuyorum şimdi kitapları seçerek alıyorum. Ben okulda fazla bir şey okumadım öğrenmiş olduğumuz şeyleri kitap okuyarak öğrendik."
Hasan Kaya "Evrenin ve dünyanın sırlarını öğrenip, bu konuda daha sağlıklı yorumlar yapabiliyorsun. Sağlıklı ve mutlu yaşamanın yollarını buluyorsun. Toplumsal, siyasi ve ekonomik olayları daha hızlı takip doğru yorumlar yapabiliyorsun. Hepsinden önemlisi öngörü sahibi oluyorsun. Doğa ve çevreye karşı daha duyarlı olabiliyorsun. Bilgi birikimin çoğalıyor ve çevrendeki insanlara öncülük yapabiliyorsun. Sorunlar karşısında çaresiz kalmayıp, çözümler üretebiliyorsunl. Bilimi özümseyip, yaşamında bilim ve aklı eylem kılavuzu olarak uyguluyorsun, tabiki bu da insanı sağlıklı sonuçlara ulaştırıyor. Kitap okumanın yararlarını saymakla bitiremeyiz. Kitap okumak, insanca yaşamanın ve uygarlaşmanın yoludur, yaşam boyu okuyalım."




Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilStefan Zweig diyor ki: “Kitap okuyan insanlar, dünyayı yalnızca kendi gözleriyle değil, sayısız insanların ruhsal bakışlarıyla görebilir.”
YanıtlaSilGeorge R. Martin ekliyor: “Kitap okuyan biri, ölmeden önce binlerce hayat yaşar. Hiç okumayan insan ise sadece bir hayat.”