"Man created God in his own image" sözü ile Alman filizof Ludwig Andreas Feuerbach "İnsanoğlu kendi hayalindeki Tanrıyı yarattı ya da insanoğlunun inandığı Tanrı kendi tasviridir veya hayalidir" demek istiyor.
Aşağıda verdiğim sözler de Alman filozofa ait:
"Kutsal Kitaplarda yazdığı gibi, Tanrı insanı
tasarlayıp yaratmadı. İnsan Tanrı’yı tasarlayıp yaratmıştır."
“İnsanların
mezarları, Tanrıların doğum yeridir.”
Necdet'in YORUMU
Eğer insanoğlu ölümsüz bir varlık olsaydı,
kendisini yaratan bir tanrı olduğuna inanmazdı!
İnsanoğlu ölümlü bir varlık olduğu (ölüm korkusu
duyduğu) için, tanrıyı kendisi yaratmıştır!
Yani kendisini yaratan bir tanrı olması gerektiğini
düşünmüş ve şimdiye kadar tanrının varlığı bilimsel olarak kanıtlanmış
olmamasına rağmen, ilk çağlardan itibaren tanrı(ların) varlığına inanmıştır.
Peygamberler ise, yaratan bir tanrı bulunduğu inancını
daha da ileri götürerek (kutsal kitapları yazarak) dinleri ortaya çıkarmıştır.
Bana göre DİNLER "insanları iyi yola sevketmek
için, peygamberlerin (yani insanoğlunun kendisinin) düşünerek yarattığı ve
tasarlayarak uyguladığı" KUTSAL(!) kurallardır.
Ben de EVRENİN BİR YARADANI olduğuna inanıyorum, ama
insanların yarattığı TANRIYA değil, PEYGAMBERLERE ve onların yarattığı DİNLERE
değil!
Ayrıca evrenin bir yasası olduğuna da inanıyorum, ama
SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİNE ve Newton'un keşfettiği HAREKET YASALARINA inanıyorum,
İLAHİ ADALETE ve KADERE değil!
(1) SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİ: Yaşamımızda karşımıza çıkan
olumlu veya olumsuz durumların hepsi, "farkında olmadan veya farkında
olarak" kendi yaşam süreçlerimizle ilgili olarak önceden "kendimizin
veya bizim adımıza başkalarının" ne yaptığına bağlıdır.
Yani sebep sonuç ilişkisi vardır; kötü ve yanlış şeyler
düşünür, kötü ve yanlış şeyler (hatalı ve eksik işler) yaparsak, kötü ve yanlış
(olumsuz ve başarısız) sonuçlar elde ederiz.
Yani EVRENİN YASASI (Bak *3) işler. Büyüklerimizin
deyimi ile Allah cezamızı verir!
(2) Cehalet bu dünyada keser cezayı! İyi kötü,
haklı haksız, suçlu suçsuz hiç kimseye ayırım yapmaz!
• Cehalet herkese kaza, bela ve ceza verebilir; siz iyi
niyetlisiniz, siz haklısınız veya siz suçsuzsunuz diyerek sizin için bir ayırım
yapmaz.
• Bazı insanların (YÖNETİCİLERİN) farkında olarak veya
olmayarak yaptığı hatalar, yanlışlar, haksızlıklar, kötülükler ve işlediği
suçlar kendisine zarar vermeyebilir, ama bu olayla ilgili hiçbir hatası ve suçu
olmayan kişilere zarar verebilir.
• Örneğin bir deprem veya trafik kazası olduğu zaman;
hiç bir hatası ve suçu olmayan çocuklar ölebilir ama hatası ve suçu olan
büyükler ölmeyebilir.
• Deprem bir doğa olayıdır, doğa olaylarının oluş
şeklini, yerini ve zamanını Doğal Kurallar (Bak *1: Newton'un Hareket Yasaları)
belirler.
• İnsanları doğal kurallar (Allah) öldürmez, yani
deprem öldürmez, depreme uygun olarak inşa edilmeyen binalar öldürür, yani
insanı bir başka insan (binayı inşa edenler ve imar izni verenler) öldürür,
yani insanoğlunun cehaleti öldürür.
• İnsanoğlu,
deprem, tusunami, sel ve tayfun gibi doğa olaylarının (afetlerin) neden, nasıl,
nerede olacağı ve kendisine ne gibi zararlar vereceği konusunda bilinç (bilgi
ve deneyim) sahibi olmadığı için ve/veya bu doğa olaylarına karşı gerekli önlemleri
alma konusunda bilinç sahibi olmadığı için, yani kendi cehaleti yüzünden zarar
görür.
• Trafik
kazalarında da durum aynıdır; otobüs veya otomobil sürücüsü DOĞAL KURALLARA
(Bak *1) uymadığı, yani yol ve hava şartlarına uymadığı için ve/veya YAPAY KURALLARA
(Bak *2) uymadığı, yani insanoğlu kendi can ve mal güvenliği için kendisi
tarafından konulan trafik kurallarına uymadığı için zarar görür.
• Doğal
afetlerden ve kazalardan bir insanın sapa sağlam, yaralı veya ölü çıkma
durumuna Alah değil, Newton'un Hareket Yasaları (Bak *1) karar verir.
• Doğal
afetlerden ve kazalardan hangi insanın hangi durumda (sağlam, yaralı veya ölü
olarak) çıkabileceğine, o insanın iyi kötü, haklı haksız ve suçlu suçsuz bir
kişi olmasının kesin olarak hiç bir etkisi yoktur.
(3) EVRENİN YASASI
• Beklemekte olduğun şey, ancak onu unuttuğun zaman
gerçekleşir, bu evrenin sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir...
• Elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra evrene
bırakacaksın gerisini ve başka konulara odaklanacaksın, beklemediğin bir anda
yaptıklarının meyvesini evren getirir sana…
• Farkında olarak güzel, doğru ve olumlu şeyler
yaptıysan tatlı meyveler toplarsın...
• Farkında olarak (kendi çıkarın için veya olumsuz
huylara ve duygulara yenik düşerek) ya da farkında olmadan (hiçbir art niyetin
olmadan ama bilmeden ve cahilce) kötü, yanlış ve olumsuz şeyler yaptıysan ekşi
(hatta acı) meyveler toplarsın gerçek hayatta…
(4) KADER BİLİNCİ başlığı altında 3 Şubat 2014 tarihinde
yayınladığım bu yazının tamamını okumak için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız...
http://obg-necdetkaynak.blogspot.com/2014/02/kader-bilinci-cehalet-daima-kaza-bela.html
YORUMLAR
Gülsen Akan “Ruhların teslim olmasından dolayı”
Ülkü Ezgü “Tanrı'yla ilk buluşma tanışma bence bizim
doğum günümüz olmalı.”
Semiramis Altan “İlk insanlar en koktukları şeyleri ve
olguları tanrı olarak kabul etmişler.Çok tarılı dinler oluşturmuşlar. Zamanla
billgilendikçe tanrıları azaltmışlar, nihayetinde tek tanrılı dinlere
geçmişler. Hangi dinden olursa olsun, tarihten günümüze dek insanların en çok
korktuğu, çözüm bulamadığı tek şey ölümdür. Ve insanlar en korktuğu anlarda
tanrıyı arar ve ona sığınır veya bir tanrı yaratır.İşte insanın ölüm korkusu
sonucu mezarlar, tanrıyı aradıkları veya tanrı yarattığı yerdir, kısaca
tanrının doğduğu gündür...”
Necdet Kaynak “Bu güzel yorum için kutlarım sizi Semiramis
hanım, sevgiler...”
Asım Aydemir “İnsan mezarı görünce yaradanını hatırlar
da ondan.”
Vesile Baladın “İnsanların tanrılara én çok yakın
oldukları yer mezarlardır. Tanrılarda bundan büyük mutluluk duyuyor olmalılar
ki anıldıkları için seviniyor olmalılar.”
Tuncay Keles “Ölüm ve sonrası ile insanlarda korku
olmasaydı ne din olurdu nede tanrı”
Ahmet Dulkadiroglu “AŞIK VEYSEL ŞİİRİNDE
GÜZEL YORUMLAMIŞ. Benim sadık yarim kara topraktır.”
Gönül İlköz Onan “İnsanlar mezarlığa gidince başka bir
aleme gitmiş gibi oluyor. Bir süre hayatla bağlantı tamamen kopuyor. Oradaki
ruhani ortam Tanrınin varlığını daha iyi hissettiriyor.”
Erişti Meryem “İnsanlar doğdukları andan itibaren önce
ailesi tarafından, daha sonra adım adım zaman içinde kendisi tanrıyla ilgili
bilgiler edinir ve uygular , mevlüt okuma, namaz gibi vb.”
Su Alver “Ölüm korkusu tanrıyı yaratmıştır”
Mustafa Sütçü “Mezara girdikten sonra işe Tanrı
karışıyor, o sahneye çıkıyor ve bizi yönlendiriyor. Mezardan önce bizimle
ilgilendiği yoktu hiç...”
Behice Özdemir “Mustafa Sütçü ben mezara girmeden de
sevdiği kulları koruduğuna inaniyorum!!...”
Mustafa Sütçü “Behice Özdemir bütün kullarını sever...”
Behice Özdemir “Mustafa Sütçü ondan şüphem yok hocam. Muhakkak
Tanrı yarattığını sever. Benim kastettiğim yarattığının yaradılana yaptığı
haksızlıklar mezardan öncede layığını buluyor!.. Nihayet ilahi adalet tecelli
etti derlerya... Bazende verilmiş sadakan varmış deriz hani...Çok zaman olmaz
mı? Direkten döndük az kaldı diyerek hayretle kurduğumuz cümleler! Herşey
tesadüf değil benim düşünce. Bazen görünmez bir el korur insanı yaşam ve
vicdanının hakettiğince mezardan öncede anlar hisleri kuvvetli insan benim
fikrimce.Ne ekersen onu biçersin ama hasat herzaman mezardan sonraya kalmaya
bilir!!...”
Mustafa Sütçü “Behice Özdemir haklısın canım ben biraz
nesnelciyim. Yazdığının örneği biziz. Sana hak veriyorum...”
Behice Özdemir “Mustafa Sütçü hocam ilahi adaletin
tecellisini beklediğim okadar çok sey varki mezara bırakmak fikri bana cazip
gelmiyor! Sevgilerimle...”
Mustafa Sütçü “Behice Özdemir umarım gerçekleşir. Ben
de istemem öteki âleme kalmasını...
Necdet Kaynak “Eğer insanoğlu ölümsüz bir varlık
olsaydı, kendisini yaratan bir tanrı olduğuna inanmazdı! İnsanoğlu ölümlü bir
varlık olduğu (ölüm korkusu duyduğu) için, tanrıyı kendisi yaratmıştır! Yani
kendisini yaratan bir tanrı olması gerektiğini düşünmüş ve şimdiye kadar
tanrının varlığı bilimsel olarak kanıtlanmış olmamasına rağmen, ilk çağlardan
itibaren tanrı(ların) varlığına inanmıştır. Peygamberler ise, yaratan bir tanrı
bulunduğu inancını daha da ileri götürerek (kutsal kitapları yazarak) dinleri
ortaya çıkarmıştır.”
Behice Özdemir “Necdet Kaynak Bence insanları yaratan
bir tanrı var hocam... Hiçbirşey asla sebepsiz değildir. Mutlaka her alanda
ister bilimsel, ister manevi bir anlamı mutlaka vardır!!.. Biz bilmiyor yada
bilim çözebilecek kadar ilerlememesi bir yaradanın olmadığı anlamına gelmez! Ben
var oluşumun bir yaradana bağlı olduğuna inanıyorum !.. Ve inancımın özeti bedenen
temizlik, güzel ahlaktır... Çok fazla dini bilgim yada ibadet yaptığımı idda
edemem ama herzaman vicdanen rahat edemeyeceğim eylemlerden uzak durmayı
yeğliyorum.”
Ahmet Sandalcı “Aslında tanrının çıkış yeri mezarlık
değil , aklın idrak etmediği , inan gücünün yetmediği durumlardır. Neden
mezarlıkta daha çok hatırlanır işte onun sebebi , İnsan yaratılış itibariyle
elinde olanın değerini kaybettiğinde anlar. İnsanların kaybetmekten korktuğu en
değerli varlığı kendi Canıdır , bir İnsan son günlerini yaşadığını düşündüğünde
korkuya kapılıp kayıpları için endişelenmeye başladığı için hiç yapmadığı kadar
çok tanrıyı düşünür ve ona kaybetmemek için yalvarmaya başlar. İşte dini inanç
insana bu son ana gelmeden yani iş işten geçmeden doğruları bulması için yol
göstermek ve kaybettikleri için üzülmek yerine ömrü boyunca kazandıklarını
hatırlaması maksadıyla ortaya çıkmıştır.
Behice Özdemir “Ahmet Sandalcı Sizin bahsettiğiniz
insan tipi bugün ülkemizin din adı altında sorgusuz,sualsiz itaat etmeye
aşılanmış insan kitlesi. Din bir vicdan işidir ve vicdani temiz insan ölümden
korkmaz.Bilakis sevenlerinin onu hep hatırlayacağı bir yaşam sürmüştür.Eklemeden
edemeyeceğim nekadar yaşadığından, ne yaşadığın,nasıl yaşadığın önemlidir!..”
Bekir Sülükcü “Çoğunluğumuz davranışlarını ölümden
sonra karşılabilinecek bir Tanrı anlayışına göre dizayn ediyor. Her an bizi
izleyen bir Tanrı kavramı sadece lafta kalıyor! Sanırım bu kastediliyor.”
Mukaddes S Devrim “Bence buradaki mana yanlis
anlasiliyor. Yanitlar diye cogul kullanilmis. Bizde Tek tanridir. Cok tanrili
gunlerde bu dusunulebilinir.”
Ramazan Köken “Ölüm olayını kabullenmek istemeyen
insanoğlu, ölümü engellemek için çağlar boyu çok çaba sarf etmiştir. Bu çabalar
ölümü engelleyememiş, sadece insan ömrünü 2,3 katına çıkarmıştır. ( ilk
insanlarda ortalama ömür 20,25 yıldır ve hiç bir insan torununu göremiyordu.)
Bu durumda öbür dünya düşüncesi ile ölümsüzlüğe çıkış yolu bulmuştur.
Dolaysıyla öbür dünyanın ilk durağı mezarlar ve Tanrının bu dünyada sağlamakta
yetersiz kaldığı adaleti sağlayacağı yer olarak kabul edilir mezarlar. Tanrıyla
ilk yüzleşme yeri olarak kabul edilen mezarlar, aynı zamanda Tanrı veya
Tanrılarında doğum yerleridir.”
Necdet Kaynak “Arkadaşlar, ben de EVRENİN BİR YARADANI
olduğuna inanıyorum, ama insanların yarattığı TANRIYA değil, PEYGAMBERLERE ve onların
yarattığı DİNLERE değil! Ayrıca evrenin bir yasası olduğuna da inanıyorum, ama
SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİNE ve Newton'un keşfettiği HAREKET YASALARINA inanıyorum,
İLAHİ ADELETE ve KADERE değil!”
Mukaddes S Devrim “Ben Necdet beyin görüşüne katılıyorum.
Sebeb sonuç ilişkisi gerçek. Kaldiki yaradan tarafından nasıl bir hayat
yaşayacağımız, nerede yaşayacağımız önceden biz doğmadan kararlaştırılmış. Ruh
vücuttan çıktığı an ölüm gerçekleşir. Mezara sadece ruhsuz vücut gömülür.
Hesaplaşma Allah katında olur. Tanrıyla mezar arasında bir bağlantı yok.”
Necdet Kaynak "Man created God in his own image" sözü ile Alman filizof Ludwig Andreas Feuerbach "İnsanoğlu kendi hayalindeki Tanrıyı yarattı ya da insanoğlunun inandığı Tanrı kendi tasviridir veya hayalidir" demek istiyor. Alman filozof ayrıca "Kutsal Kitaplarda yazdığı gibi, Tanrı insanı tasarlayıp yaratmadı. İnsan Tanrı’yı tasarlayıp yaratmıştır" ve “İnsanların mezarları, Tanrıların doğum yeridir.” demiş. Bana göre DİNLER "insanları iyi yola sevketmek için, peygamberlerin (yani insanoğlunun kendisinin) düşünerek yarattığı ve tasarlayarak uyguladığı" KUTSAL(!) kurallardır.
Nadide Cırka “Gunaydın, sağlıklı guzel mavi günlere,
çok gerçekçi yazıyorsunuz. Beğenerek okuyorum, tüm sorunların başında hep cehalet
hep cehalet, çokça okuyabilinse belki insanlarımız, daha olumlu düşünerek
hareket edebilir.... Sevgiler”
Fatma Taftaf “İnsanların mezarları ,Tanrıların doğum
yeridir “sözünün anlamı ve bilgiler için teşekkürler.İnsanın içindeki inanma duygusu
her zaman ona güç vermiştir.İlk çağlardan beri olan bu.İnsanlar korktukları her
şeye tapmışladır.Korunmak içinde mabetler yapmışlar adaklar
sunmuşlardır.Şimdiki zaman da bilimin ışığında her şeyin oluş nedenini sebep
sonuç ilişkileri biliniyor.Olayları ona göre çözümlemeliyiz”
Baba Hasan “Teşekkürler üstat. Akıl ve bilim içinde
kalarak olaylara bakmak lazım. Doğru soru, insan mı tanrıyı yarattı, tanımı, bu
sorular önemli. Darvin teorisi bir zamanlar ders konusu iken neden kaldırıldı.
Tabii bunlar Arap dilinin ve dininin kutsallığı ve Arap seviciliği sonucu oldu.
Neden bir peygamber Türk milletine gelmedi. Bilim bilinmeyenleri güncellerken
neden vahiler aynı kalıyor. Sorular, sorular. Bilimin yolunda gidilmeyen yolun
sonu karanlıktır. Selamlar üstat.”
Gülsen Akan “Teşekkür ederim Necdet Abi beni
aydınlattığınız için”
Necdet Kaynak "ALLAH hiçbir kimseyi, hiçbir zaman ve hiçbir kazadan koru(ya)maz, ama NEWTON herkesi koruyabilir!"
Bu cümle için İsmail Aslan "Newton'un beyni nasıl oluşmuş, yani onun beynini de Allah yaratmadı mı" diye sormuş.
Bu cümle dün paylaştığım "KADER BİLİNCİ" başlıklı yazımın püf noktası idi! Bu tür cümleler yazarak, İsmail bey gibi çoğu arkadaşın "zihninde soru işareti oluşturarak dikkati konu üzerine" çekebiliyorum.
Bu soru için İsmail beye teşekkür ediyorum, ama bu sorunun yanıtı sorunun içinde var zaten!
Bu soru için benim "İsmail bey ve onun gibi düşünen insanlara" verebileceğim yanıt şöyle!
* Allah "verdiği beyni kullanmayan insanlar için" hiçbir şey yap(a)maz!
* Allah, "NEWTON'nun keşfettiği HAREKET YASALARINI bilen ve uygulayan bütün insanları" ise devamlı korur...
Mahmut Eroğlu "Alemi yaratan yuce rabbim Allah. Tanrilar deyince birden fazla tanri dugunu sananlar yanılıyor. O zaman olunce hangi tanriya hesap verilecek. Allah bitdir ondan baska tanri yoktur."
Rahime Sengel "İnsanların, doğaya kendine, tabiattaki tüm canlılara, doğa olaylarına baktığı zaman bunların oluşumunda büyük bir gücün varligina inanmak zorunda kalıyor mezarda bu düşüncelerden hareketle tanrının varlığını birkez daha kabullenmiş oluyor bana gore onun için mezarlar tanrının doğum yeridir."
Hasan Ertan "Okuduğum şeyler çok güzel ve doğru olan şeyler. Kafamda beni rahatsız eden çözemediğim konulara ışık oldunuz. Cahillik bir kurt gibidir. İnsanin içine girdiği zaman onu yavaş yavaş yemeye başlar. Ve akıl yoluyla onu yok etmediğimiz müddetçe hiç bir başarı elde edemeyiz.Güzel ve aydınlatıcı yazılarınız için teşekkür ederim."
Nuri Çetin "Kitap okuyan insanları ayrı tutuyorum, ancak beni kişisel olarak en çok mutlu ve umutlandıran şeyin, Sosyal Medyanın gelişimiyle birlikte Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kurduğu,Türkiye Cumhuriyetinde artık her hangi bir konuda olduğu gibi, tüm dinlerin ve Tanrı inancının nasıl ortaya çıktığını, özgür ve rahat bir şekilde olabildiğince tartışıyor olma özgürlüğünün ortaya çıkmış olmasıdır. Hani derler ya gerisinin "Çorap söküğü" gibi geleceğine eminim! Uyanış başlamıştır.Hiçbir güç tarihin tekerleğini geriye doğru işletemez. Başka platformlarda olduğu gibi, Özgür Platform da bizlere bunun müjdesini veriyor, herkese sonsuz saygılarımla.."
Necdet Kaynak “Sevgili arkadaşlar, birbirinizi rencide etmeden yaptığınız bu güzel tartışma ve ürettiğiniz fikirler için çok teşekkür ederim. Sevgiler...”

İnsan oğlu var oluşundan itibaren hep bir tutunacak güç aramışlar. Ateşe pamukla, güneş, putlara, hayvanlara, ve daha sayacağımız bir sürü şey inanmışlar. Bunun nedeni insanlar bu kadar bilinçli değildi gerçekleşen doğa olayları karşısında çaresiz kalıyorlardı.Ve olaylar son bulduğunda inanmış olduğu güçün onlara yardım ettiğini anlarlardı. İnsan oğlu kafasında yaratığı korktuğu bilinçli olarak yemek varken onlar bunu kullanmak yerine başka bir güçün gelip onları kurtaracağı veya inandığı güçün onları kurtaracağını beklerler.Halbuki korktuğu olayın çevreden kaynaklandığını çöze bilse araştıra bilse o korku olmuyacak.Burda bizi bir şeye inanmamızı iten olay korkularımız.sonra dinlere gelelim başından beri bizim korktuğumuz olaylar.Dinlerin var olmasını sağlamış dikkat ederseniz baştan beri insan hep bir arayış içinde olmuş hep tutunacak bir nokta aramış çünkü beyinini
YanıtlaSilKullanmak hiç aklına gelmemiş veya gelmiş çözüm üretememiş.insanlar çoğaldıkça peygamberlik ortaya çıkıyor.Benlik senlik kavgaları başlıyor. Senın dinin benim dinim peygamberler o zamanın akılı insanları toplumu yönete bilmeleri için eskiden inanmış oldukları bütün tapuları yok ediyor. Tanrıyı ortaya koyuyor.çünkü insanları dizginlemek ve belirli bir güçe inandırmak gerekiyor.Bir yere kadar başarılı olmuşlar.Dini ortaya koyarak bunlara ben o dönemin akılı insani diyorum.Bilim ve teknoloji ilerleme göstermeye başladığı zaman Dın içinde bulunan kavramlar yavaş yavaş varlığın kayıp etmeye başlamış çünkü insan beyni akıl yoluyla düşündüğü zaman böyle şeylerin olmuyacağını çürütmüştü. Çocukluğundan beri dini kendine kutsal kılan bir insanin ondan kurtulması ve ondan ayrılması o kadar kolay değil.Onu ayakta tutan ve her dua edişinde istediğini azda olsa veren tanrıdan ayrılması o kişiyi boşluğa iter.Ben bunları yaşadım fakat durulması gereken yerde durdum. Sonra yine araştırmama konunun uzman insanından bilgi alarak devam ettim. Çünkü amaç bir şeyi var etmek veya yok etmek değil amaç ben bir insanın doğruyu bulmam lazım. Şimdi benimde bir tanrım var. Aklim ve Onan tutunuyorum doğru veya yanlışı onun süzgecinden geçiriyorum hatam yok mu Tabiki var her insanin olduğu gibi.Arkadaş yazmış ben bir şeye inandım oldu olması gereken şeymiş olmuş. Kaza olmuş insan ölmemiş Demekki onu öldürecek bir organa zarar gelmemiş bunları çoğalta biliriz.Din o kadar güzel bir şey olsaydı müslümanlar bir birini Boğazlamazdı.Şimdi bu durumda olmazdı.Aklını kulanmayan ve cahiller her zaman ezilmeye mahkûmdur.