Ana içeriğe atla

TANRIYI İNSANOĞLU YARATTI!

 

"Man created God in his own image" sözü ile Alman filizof Ludwig Andreas Feuerbach "İnsanoğlu kendi hayalindeki Tanrıyı yarattı ya da insanoğlunun inandığı Tanrı kendi tasviridir veya hayalidir" demek istiyor.

Aşağıda verdiğim sözler de Alman filozofa ait:

"Kutsal Kitaplarda yazdığı gibi, Tanrı insanı tasarlayıp yaratmadı. İnsan Tanrı’yı tasarlayıp yaratmıştır."

“İnsanların mezarları, Tanrıların doğum yeridir.”

Necdet'in YORUMU 

Eğer insanoğlu ölümsüz bir varlık olsaydı, kendisini yaratan bir tanrı olduğuna inanmazdı!

İnsanoğlu ölümlü bir varlık olduğu (ölüm korkusu duyduğu) için, tanrıyı kendisi yaratmıştır!

Yani kendisini yaratan bir tanrı olması gerektiğini düşünmüş ve şimdiye kadar tanrının varlığı bilimsel olarak kanıtlanmış olmamasına rağmen, ilk çağlardan itibaren tanrı(ların) varlığına inanmıştır.

Peygamberler ise, yaratan bir tanrı bulunduğu inancını daha da ileri götürerek (kutsal kitapları yazarak) dinleri ortaya çıkarmıştır.

Bana göre DİNLER "insanları iyi yola sevketmek için, peygamberlerin (yani insanoğlunun kendisinin) düşünerek yarattığı ve tasarlayarak uyguladığı" KUTSAL(!) kurallardır.

Ben de EVRENİN BİR YARADANI olduğuna inanıyorum, ama insanların yarattığı TANRIYA değil, PEYGAMBERLERE ve onların yarattığı DİNLERE değil!

Ayrıca evrenin bir yasası olduğuna da inanıyorum, ama SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİNE ve Newton'un keşfettiği HAREKET YASALARINA inanıyorum, İLAHİ ADALETE ve KADERE değil!

(1) SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİ: Yaşamımızda karşımıza çıkan olumlu veya olumsuz durumların hepsi, "farkında olmadan veya farkında olarak" kendi yaşam süreçlerimizle ilgili olarak önceden "kendimizin veya bizim adımıza başkalarının" ne yaptığına bağlıdır.

Yani sebep sonuç ilişkisi vardır; kötü ve yanlış şeyler düşünür, kötü ve yanlış şeyler (hatalı ve eksik işler) yaparsak, kötü ve yanlış (olumsuz ve başarısız) sonuçlar elde ederiz.

Yani EVRENİN YASASI (Bak *3) işler. Büyüklerimizin deyimi ile Allah cezamızı verir!

(2) Cehalet bu dünyada keser cezayı! İyi kötü, haklı haksız, suçlu suçsuz hiç kimseye ayırım yapmaz!

• Cehalet herkese kaza, bela ve ceza verebilir; siz iyi niyetlisiniz, siz haklısınız veya siz suçsuzsunuz diyerek sizin için bir ayırım yapmaz.

• Bazı insanların (YÖNETİCİLERİN) farkında olarak veya olmayarak yaptığı hatalar, yanlışlar, haksızlıklar, kötülükler ve işlediği suçlar kendisine zarar vermeyebilir, ama bu olayla ilgili hiçbir hatası ve suçu olmayan kişilere zarar verebilir.

• Örneğin bir deprem veya trafik kazası olduğu zaman; hiç bir hatası ve suçu olmayan çocuklar ölebilir ama hatası ve suçu olan büyükler ölmeyebilir.

• Deprem bir doğa olayıdır, doğa olaylarının oluş şeklini, yerini ve zamanını Doğal Kurallar (Bak *1: Newton'un Hareket Yasaları) belirler.

• İnsanları doğal kurallar (Allah) öldürmez, yani deprem öldürmez, depreme uygun olarak inşa edilmeyen binalar öldürür, yani insanı bir başka insan (binayı inşa edenler ve imar izni verenler) öldürür, yani insanoğlunun cehaleti öldürür.

  İnsanoğlu, deprem, tusunami, sel ve tayfun gibi doğa olaylarının (afetlerin) neden, nasıl, nerede olacağı ve kendisine ne gibi zararlar vereceği konusunda bilinç (bilgi ve deneyim) sahibi olmadığı için ve/veya bu doğa olaylarına karşı gerekli önlemleri alma konusunda bilinç sahibi olmadığı için, yani kendi cehaleti yüzünden zarar görür.

  Trafik kazalarında da durum aynıdır; otobüs veya otomobil sürücüsü DOĞAL KURALLARA (Bak *1) uymadığı, yani yol ve hava şartlarına uymadığı için ve/veya YAPAY KURALLARA (Bak *2) uymadığı, yani insanoğlu kendi can ve mal güvenliği için kendisi tarafından konulan trafik kurallarına uymadığı için zarar görür.

  Doğal afetlerden ve kazalardan bir insanın sapa sağlam, yaralı veya ölü çıkma durumuna Alah değil, Newton'un Hareket Yasaları (Bak *1) karar verir.

  Doğal afetlerden ve kazalardan hangi insanın hangi durumda (sağlam, yaralı veya ölü olarak) çıkabileceğine, o insanın iyi kötü, haklı haksız ve suçlu suçsuz bir kişi olmasının kesin olarak hiç bir etkisi yoktur.

(3) EVRENİN YASASI

• Beklemekte olduğun şey, ancak onu unuttuğun zaman gerçekleşir, bu evrenin sen bakarken soyunamıyorum deme şeklidir...

• Elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra evrene bırakacaksın gerisini ve başka konulara odaklanacaksın, beklemediğin bir anda yaptıklarının meyvesini evren getirir sana…

• Farkında olarak güzel, doğru ve olumlu şeyler yaptıysan tatlı meyveler toplarsın...

• Farkında olarak (kendi çıkarın için veya olumsuz huylara ve duygulara yenik düşerek) ya da farkında olmadan (hiçbir art niyetin olmadan ama bilmeden ve cahilce) kötü, yanlış ve olumsuz şeyler yaptıysan ekşi (hatta acı) meyveler toplarsın gerçek hayatta…

(4) KADER BİLİNCİ başlığı altında 3 Şubat 2014 tarihinde yayınladığım bu yazının tamamını okumak için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız...

http://obg-necdetkaynak.blogspot.com/2014/02/kader-bilinci-cehalet-daima-kaza-bela.html

YORUMLAR

Gülsen Akan “Ruhların teslim olmasından dolayı”

Ülkü Ezgü “Tanrı'yla ilk buluşma tanışma bence bizim doğum günümüz olmalı.”

Semiramis Altan “İlk insanlar en koktukları şeyleri ve olguları tanrı olarak kabul etmişler.Çok tarılı dinler oluşturmuşlar. Zamanla billgilendikçe tanrıları azaltmışlar, nihayetinde tek tanrılı dinlere geçmişler. Hangi dinden olursa olsun, tarihten günümüze dek insanların en çok korktuğu, çözüm bulamadığı tek şey ölümdür. Ve insanlar en korktuğu anlarda tanrıyı arar ve ona sığınır veya bir tanrı yaratır.İşte insanın ölüm korkusu sonucu mezarlar, tanrıyı aradıkları veya tanrı yarattığı yerdir, kısaca tanrının doğduğu gündür...”

Necdet Kaynak “Bu güzel yorum için kutlarım sizi Semiramis hanım, sevgiler...”

Asım Aydemir “İnsan mezarı görünce yaradanını hatırlar da ondan.”

Vesile Baladın “İnsanların tanrılara én çok yakın oldukları yer mezarlardır. Tanrılarda bundan büyük mutluluk duyuyor olmalılar ki anıldıkları için seviniyor olmalılar.”

Tuncay Keles “Ölüm ve sonrası ile insanlarda korku olmasaydı ne din olurdu nede tanrı”

Ahmet Dulkadiroglu “AŞIK VEYSEL ŞİİRİNDE GÜZEL YORUMLAMIŞ. Benim sadık yarim kara topraktır.”

Gönül İlköz Onan “İnsanlar mezarlığa gidince başka bir aleme gitmiş gibi oluyor. Bir süre hayatla bağlantı tamamen kopuyor. Oradaki ruhani ortam Tanrınin varlığını daha iyi hissettiriyor.”

Erişti Meryem “İnsanlar doğdukları andan itibaren önce ailesi tarafından, daha sonra adım adım zaman içinde kendisi tanrıyla ilgili bilgiler edinir ve uygular , mevlüt okuma, namaz gibi vb.”

Su Alver “Ölüm korkusu tanrıyı yaratmıştır”

Mustafa Sütçü “Mezara girdikten sonra işe Tanrı karışıyor, o sahneye çıkıyor ve bizi yönlendiriyor. Mezardan önce bizimle ilgilendiği yoktu hiç...”

Behice Özdemir “Mustafa Sütçü ben mezara girmeden de sevdiği kulları koruduğuna inaniyorum!!...”

Mustafa Sütçü “Behice Özdemir bütün kullarını sever...”

Behice Özdemir “Mustafa Sütçü ondan şüphem yok hocam. Muhakkak Tanrı yarattığını sever. Benim kastettiğim yarattığının yaradılana yaptığı haksızlıklar mezardan öncede layığını buluyor!.. Nihayet ilahi adalet tecelli etti derlerya... Bazende verilmiş sadakan varmış deriz hani...Çok zaman olmaz mı? Direkten döndük az kaldı diyerek hayretle kurduğumuz cümleler! Herşey tesadüf değil benim düşünce. Bazen görünmez bir el korur insanı yaşam ve vicdanının hakettiğince mezardan öncede anlar hisleri kuvvetli insan benim fikrimce.Ne ekersen onu biçersin ama hasat herzaman mezardan sonraya kalmaya bilir!!...”

Mustafa Sütçü “Behice Özdemir haklısın canım ben biraz nesnelciyim. Yazdığının örneği biziz. Sana hak veriyorum...”

Behice Özdemir “Mustafa Sütçü hocam ilahi adaletin tecellisini beklediğim okadar çok sey varki mezara bırakmak fikri bana cazip gelmiyor! Sevgilerimle...”

Mustafa Sütçü “Behice Özdemir umarım gerçekleşir. Ben de istemem öteki âleme kalmasını...

Necdet Kaynak “Eğer insanoğlu ölümsüz bir varlık olsaydı, kendisini yaratan bir tanrı olduğuna inanmazdı! İnsanoğlu ölümlü bir varlık olduğu (ölüm korkusu duyduğu) için, tanrıyı kendisi yaratmıştır! Yani kendisini yaratan bir tanrı olması gerektiğini düşünmüş ve şimdiye kadar tanrının varlığı bilimsel olarak kanıtlanmış olmamasına rağmen, ilk çağlardan itibaren tanrı(ların) varlığına inanmıştır. Peygamberler ise, yaratan bir tanrı bulunduğu inancını daha da ileri götürerek (kutsal kitapları yazarak) dinleri ortaya çıkarmıştır.”

Behice Özdemir “Necdet Kaynak Bence insanları yaratan bir tanrı var hocam... Hiçbirşey asla sebepsiz değildir. Mutlaka her alanda ister bilimsel, ister manevi bir anlamı mutlaka vardır!!.. Biz bilmiyor yada bilim çözebilecek kadar ilerlememesi bir yaradanın olmadığı anlamına gelmez! Ben var oluşumun bir yaradana bağlı olduğuna inanıyorum !.. Ve inancımın özeti bedenen temizlik, güzel ahlaktır... Çok fazla dini bilgim yada ibadet yaptığımı idda edemem ama herzaman vicdanen rahat edemeyeceğim eylemlerden uzak durmayı yeğliyorum.”

Ahmet Sandalcı “Aslında tanrının çıkış yeri mezarlık değil , aklın idrak etmediği , inan gücünün yetmediği durumlardır. Neden mezarlıkta daha çok hatırlanır işte onun sebebi , İnsan yaratılış itibariyle elinde olanın değerini kaybettiğinde anlar. İnsanların kaybetmekten korktuğu en değerli varlığı kendi Canıdır , bir İnsan son günlerini yaşadığını düşündüğünde korkuya kapılıp kayıpları için endişelenmeye başladığı için hiç yapmadığı kadar çok tanrıyı düşünür ve ona kaybetmemek için yalvarmaya başlar. İşte dini inanç insana bu son ana gelmeden yani iş işten geçmeden doğruları bulması için yol göstermek ve kaybettikleri için üzülmek yerine ömrü boyunca kazandıklarını hatırlaması maksadıyla ortaya çıkmıştır.

Behice Özdemir “Ahmet Sandalcı Sizin bahsettiğiniz insan tipi bugün ülkemizin din adı altında sorgusuz,sualsiz itaat etmeye aşılanmış insan kitlesi. Din bir vicdan işidir ve vicdani temiz insan ölümden korkmaz.Bilakis sevenlerinin onu hep hatırlayacağı bir yaşam sürmüştür.Eklemeden edemeyeceğim nekadar yaşadığından, ne yaşadığın,nasıl yaşadığın önemlidir!..”

Bekir Sülükcü “Çoğunluğumuz davranışlarını ölümden sonra karşılabilinecek bir Tanrı anlayışına göre dizayn ediyor. Her an bizi izleyen bir Tanrı kavramı sadece lafta kalıyor! Sanırım bu kastediliyor.”

Mukaddes S Devrim “Bence buradaki mana yanlis anlasiliyor. Yanitlar diye cogul kullanilmis. Bizde Tek tanridir. Cok tanrili gunlerde bu dusunulebilinir.”

Ramazan Köken “Ölüm olayını kabullenmek istemeyen insanoğlu, ölümü engellemek için çağlar boyu çok çaba sarf etmiştir. Bu çabalar ölümü engelleyememiş, sadece insan ömrünü 2,3 katına çıkarmıştır. ( ilk insanlarda ortalama ömür 20,25 yıldır ve hiç bir insan torununu göremiyordu.) Bu durumda öbür dünya düşüncesi ile ölümsüzlüğe çıkış yolu bulmuştur. Dolaysıyla öbür dünyanın ilk durağı mezarlar ve Tanrının bu dünyada sağlamakta yetersiz kaldığı adaleti sağlayacağı yer olarak kabul edilir mezarlar. Tanrıyla ilk yüzleşme yeri olarak kabul edilen mezarlar, aynı zamanda Tanrı veya Tanrılarında doğum yerleridir.”

Necdet Kaynak “Arkadaşlar, ben de EVRENİN BİR YARADANI olduğuna inanıyorum, ama insanların yarattığı TANRIYA değil, PEYGAMBERLERE ve onların yarattığı DİNLERE değil! Ayrıca evrenin bir yasası olduğuna da inanıyorum, ama SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİNE ve Newton'un keşfettiği HAREKET YASALARINA inanıyorum, İLAHİ ADELETE ve KADERE değil!”

Mukaddes S Devrim “Ben Necdet beyin görüşüne katılıyorum. Sebeb sonuç ilişkisi gerçek. Kaldiki yaradan tarafından nasıl bir hayat yaşayacağımız, nerede yaşayacağımız önceden biz doğmadan kararlaştırılmış. Ruh vücuttan çıktığı an ölüm gerçekleşir. Mezara sadece ruhsuz vücut gömülür. Hesaplaşma Allah katında olur. Tanrıyla mezar arasında bir bağlantı yok.”

Necdet Kaynak "Man created God in his own image" sözü ile Alman filizof Ludwig Andreas Feuerbach "İnsanoğlu kendi hayalindeki Tanrıyı yarattı ya da insanoğlunun inandığı Tanrı kendi tasviridir veya hayalidir" demek istiyor. Alman filozof ayrıca "Kutsal Kitaplarda yazdığı gibi, Tanrı insanı tasarlayıp yaratmadı. İnsan Tanrı’yı tasarlayıp yaratmıştır" ve “İnsanların mezarları, Tanrıların doğum yeridir.” demiş. Bana göre DİNLER "insanları iyi yola sevketmek için, peygamberlerin (yani insanoğlunun kendisinin) düşünerek yarattığı ve tasarlayarak uyguladığı" KUTSAL(!) kurallardır.

Nadide Cırka “Gunaydın, sağlıklı guzel mavi günlere, çok gerçekçi yazıyorsunuz. Beğenerek okuyorum, tüm sorunların başında hep cehalet hep cehalet, çokça okuyabilinse belki insanlarımız, daha olumlu düşünerek hareket edebilir.... Sevgiler”

Fatma Taftaf “İnsanların mezarları ,Tanrıların doğum yeridir “sözünün anlamı ve bilgiler için teşekkürler.İnsanın içindeki inanma duygusu her zaman ona güç vermiştir.İlk çağlardan beri olan bu.İnsanlar korktukları her şeye tapmışladır.Korunmak içinde mabetler yapmışlar adaklar sunmuşlardır.Şimdiki zaman da bilimin ışığında her şeyin oluş nedenini sebep sonuç ilişkileri biliniyor.Olayları ona göre çözümlemeliyiz”

Baba Hasan “Teşekkürler üstat. Akıl ve bilim içinde kalarak olaylara bakmak lazım. Doğru soru, insan mı tanrıyı yarattı, tanımı, bu sorular önemli. Darvin teorisi bir zamanlar ders konusu iken neden kaldırıldı. Tabii bunlar Arap dilinin ve dininin kutsallığı ve Arap seviciliği sonucu oldu. Neden bir peygamber Türk milletine gelmedi. Bilim bilinmeyenleri güncellerken neden vahiler aynı kalıyor. Sorular, sorular. Bilimin yolunda gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Selamlar üstat.”

Gülsen Akan “Teşekkür ederim Necdet Abi beni aydınlattığınız için”

Necdet Kaynak "ALLAH hiçbir kimseyi, hiçbir zaman ve hiçbir kazadan koru(ya)maz, ama NEWTON herkesi koruyabilir!" 

Bu cümle için İsmail Aslan "Newton'un beyni nasıl oluşmuş, yani onun beynini de Allah yaratmadı mı" diye sormuş. 

Bu cümle dün paylaştığım "KADER BİLİNCİ" başlıklı yazımın püf noktası idi! Bu tür cümleler yazarak, İsmail bey gibi çoğu arkadaşın "zihninde soru işareti oluşturarak dikkati konu üzerine" çekebiliyorum. 

Bu soru için İsmail beye teşekkür ediyorum, ama bu sorunun yanıtı sorunun içinde var zaten! 

Bu soru için benim "İsmail bey ve onun gibi düşünen insanlara" verebileceğim yanıt şöyle! 

* Allah "verdiği beyni kullanmayan insanlar için" hiçbir şey yap(a)maz!

* Allah, "NEWTON'nun keşfettiği HAREKET YASALARINI bilen ve uygulayan bütün insanları" ise devamlı korur... 

Mahmut Eroğlu "Alemi yaratan yuce rabbim Allah. Tanrilar deyince birden fazla tanri dugunu sananlar yanılıyor. O zaman olunce hangi tanriya hesap verilecek. Allah bitdir ondan baska tanri yoktur." 

Rahime Sengel "İnsanların, doğaya kendine, tabiattaki tüm canlılara, doğa olaylarına baktığı zaman bunların oluşumunda büyük bir gücün varligina inanmak zorunda kalıyor mezarda bu düşüncelerden hareketle tanrının varlığını birkez daha kabullenmiş oluyor bana gore onun için mezarlar tanrının doğum yeridir."

Hasan Ertan "Okuduğum şeyler çok güzel ve doğru olan şeyler. Kafamda beni rahatsız eden çözemediğim konulara ışık oldunuz. Cahillik bir kurt gibidir. İnsanin içine girdiği zaman onu yavaş yavaş yemeye başlar. Ve akıl yoluyla onu yok etmediğimiz müddetçe  hiç bir başarı elde edemeyiz.Güzel ve aydınlatıcı yazılarınız için teşekkür ederim."

Nuri Çetin "Kitap okuyan insanları ayrı tutuyorum, ancak beni kişisel olarak en çok mutlu ve umutlandıran şeyin, Sosyal Medyanın gelişimiyle birlikte Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kurduğu,Türkiye Cumhuriyetinde artık her hangi bir konuda olduğu gibi, tüm dinlerin ve Tanrı inancının nasıl ortaya çıktığını, özgür ve rahat bir şekilde olabildiğince tartışıyor olma özgürlüğünün ortaya çıkmış olmasıdır. Hani derler ya gerisinin "Çorap söküğü" gibi geleceğine eminim! Uyanış başlamıştır.Hiçbir güç tarihin tekerleğini geriye doğru işletemez. Başka platformlarda olduğu gibi, Özgür Platform da bizlere bunun müjdesini veriyor, herkese sonsuz  saygılarımla.."

Necdet Kaynak “Sevgili arkadaşlar, birbirinizi rencide etmeden yaptığınız bu güzel tartışma ve ürettiğiniz fikirler için çok teşekkür ederim. Sevgiler...”

Yorumlar

  1. İnsan oğlu var oluşundan itibaren hep bir tutunacak güç aramışlar. Ateşe pamukla, güneş, putlara, hayvanlara, ve daha sayacağımız bir sürü şey inanmışlar. Bunun nedeni insanlar bu kadar bilinçli değildi gerçekleşen doğa olayları karşısında çaresiz kalıyorlardı.Ve olaylar son bulduğunda inanmış olduğu güçün onlara yardım ettiğini anlarlardı. İnsan oğlu kafasında yaratığı korktuğu bilinçli olarak yemek varken onlar bunu kullanmak yerine başka bir güçün gelip onları kurtaracağı veya inandığı güçün onları kurtaracağını beklerler.Halbuki korktuğu olayın çevreden kaynaklandığını çöze bilse araştıra bilse o korku olmuyacak.Burda bizi bir şeye inanmamızı iten olay korkularımız.sonra dinlere gelelim başından beri bizim korktuğumuz olaylar.Dinlerin var olmasını sağlamış dikkat ederseniz baştan beri insan hep bir arayış içinde olmuş hep tutunacak bir nokta aramış çünkü beyinini
    Kullanmak hiç aklına gelmemiş veya gelmiş çözüm üretememiş.insanlar çoğaldıkça peygamberlik ortaya çıkıyor.Benlik senlik kavgaları başlıyor. Senın dinin benim dinim peygamberler o zamanın akılı insanları toplumu yönete bilmeleri için eskiden inanmış oldukları bütün tapuları yok ediyor. Tanrıyı ortaya koyuyor.çünkü insanları dizginlemek ve belirli bir güçe inandırmak gerekiyor.Bir yere kadar başarılı olmuşlar.Dini ortaya koyarak bunlara ben o dönemin akılı insani diyorum.Bilim ve teknoloji ilerleme göstermeye başladığı zaman Dın içinde bulunan kavramlar yavaş yavaş varlığın kayıp etmeye başlamış çünkü insan beyni akıl yoluyla düşündüğü zaman böyle şeylerin olmuyacağını çürütmüştü. Çocukluğundan beri dini kendine kutsal kılan bir insanin ondan kurtulması ve ondan ayrılması o kadar kolay değil.Onu ayakta tutan ve her dua edişinde istediğini azda olsa veren tanrıdan ayrılması o kişiyi boşluğa iter.Ben bunları yaşadım fakat durulması gereken yerde durdum. Sonra yine araştırmama konunun uzman insanından bilgi alarak devam ettim. Çünkü amaç bir şeyi var etmek veya yok etmek değil amaç ben bir insanın doğruyu bulmam lazım. Şimdi benimde bir tanrım var. Aklim ve Onan tutunuyorum doğru veya yanlışı onun süzgecinden geçiriyorum hatam yok mu Tabiki var her insanin olduğu gibi.Arkadaş yazmış ben bir şeye inandım oldu olması gereken şeymiş olmuş. Kaza olmuş insan ölmemiş Demekki onu öldürecek bir organa zarar gelmemiş bunları çoğalta biliriz.Din o kadar güzel bir şey olsaydı müslümanlar bir birini Boğazlamazdı.Şimdi bu durumda olmazdı.Aklını kulanmayan ve cahiller her zaman ezilmeye mahkûmdur.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

EĞER BİR GÜN BENİM SÖZLERİM BİLİMLE TERS DÜŞERSE BİLİMİ SEÇİN!

Atatürk "EĞER BİR GÜN BENİM SÖZLERİM BİLİMLE TERS DÜŞERSE BİLİMİ SEÇİN." Atamızın bu sözünden dolayı ben "önce Atatürk'e, sonra Buda'ya ve bir de Einstein'e inanıyorum, peygamberlere değil!"   Benim n edenlerimi tam olarak anlamak için lütfen aşağıdaki yazıyı sonuna kadar okuyunuz... BİLİM SÜREKLİ GELİŞİRKEN, DİNLER NEDEN GELİŞEMİYOR?  DİNLER (sürekli gelişerek) ÇAĞIMIZA UYGUN OLSAYDI, DÜNYADA "GERÇEK DİNDAR (İNANAN) " İNSAN SAYISI DAHA FAZLA MI OLURDU! "EVRENDE ALLAH TARAFINDAN YARATILMIŞ OLAN HER ŞEY EVRENİN DOĞAL KURALLARINA UYGUN ŞEKİLDE HAREKET (DÖNGÜ, DÖNÜŞÜM, EVRİM, DEĞİŞİM ve GELİŞİM) HALİNDEDİR." Allah'ın yaşadığımız dünya içinde "yarattığı bütün canlı ve cansız varlıklar da sürekli değişim, dönüşüm ve gelişim" halindedir. Allah'ın yaratığı " insanoğlu" ve insanoğlunun ürettiği  "bilim ve teknoloji de sürekli değişim ve gelişim" halindedir. Siz nasıl inanırsanız inanın, is...

KIRŞEHİR LİSESİ MÜDÜRÜ MUSTAFA SÜTÇÜ HOCAMDAN DERSLER ve ÖNERİLER

Bu fotoğraf, benim okuduğum yıllarda Kırşehir Lisesi müdürlüğü yapan Mustafa Sütçü hocama ait. Grubumuzda yaptığım bir paylaşımda "Türkiye'nin son 20 yılını anlatan bir film senaryosu yazacak olsaydınız, bu filmin adını ne koyardınız?" diye sormuştum. Mustafa hocam da bu filme bir kelimelik ad koymuş.  Ben de hocamın verdiği bu ad için, ona şöyle bir yanıt yazdım. “Sevgili hocam, BETON yanıtı için çok teşekkür ediyorum, saygı ve sevgilerimi iletiyorum...” Sevgili arkadaşlar, gerçekten de bu filmin adını BETON koymak en mantıklısı değil mi? Çünkü BETON, ülkemizde iktidarın son 18 yıldır yaptığı icraatı "sadece tek bir kelime ile açıklayan, en doğru tanımlayan, en uygun ve en güzel" film adıdır. Sevgili arkadaşlar, Mustafa hocamın filme verdiği BETON adından da anlayacağınız gibi, öyle kolayca ve kısa sürede gerçek hoca (bilge) olunamıyor.  Einstein "Bilgelik okul eğitiminin değil, yaşam boyu edinilen deneyimlerin bir ürünüdür" der.  Sizce de g...

ÖZGÜR PLATFORM KURALLARI ve SIKÇA SORULAN SORULAR

A- ÖZGÜR PLATFORM PAYLAŞIM ve YORUM YAPMA KURALLARI DİKKAT! Aşağıdaki kurallara uymayan arkadaşların grup üyeliği sonlandırılıyor! 1- Kibar ve Nazik Ol Samimi bir ortam oluşturmak hepimizin sorumluluğu. Herkese saygılı davranalım. Kibar olduğumuz sürece yapıcı tartışmalar doğaldır. 2- Nefret Söylemlerine veya Zorbalığa İzin Verilmez Herkesin güvende hissettiğinden emin ol. Zorbalığın hiçbir türüne izin verilmez ve ırk, din, kültür, cinsel yönelim, cinsiyet veya kimlik gibi konularda küçük düşürücü yorumlara hoşgörü gösterilmez. 3- Tanıtım veya Spama İzin Verilmez Bu grupta aldığından daha fazlasını ver. Kendi reklamını yapmaya, spama ve alakasız linklere (bağlantı adresi) izin verilmez. 4- Herkesin Gizliliğine Saygı Göster Bu grubun bir parçası olmak, karşılıklı güven gerektirir. Özgün, anlamlı tartışmalar grubu güzelleştirir ama hassas ve mahrem de olabilir. Grupta paylaşılanlar grupta kalmalıdır. 5- Kendinize YARARI olması için, yorumları DAİMA kendiniz düşünerek...